Daradevil



Daredevil kördür, fakat diğer dört duyusu süper gelişmiştir. Parmakları bir kağıt üzerindeki mürekkebi fark edebilecek kadar hassastır, böylece kör olmasına rağmen okuyabilir. Teni en ufak hava değişimlerini bile hissedebilir. Gelişmiş koku alma duyusu vardır. Kalp atışlarını duyabilecek kadar hassas işitme duyusu ile belli bir alan içindeki herkesi fark edebilir, insanları kalp atışlarından tanıyabilir ya da yalan söyleyip söylemediklerini anlayabilir. Aynı zamanda etrafındaki kişilerin ve objelerin yerlerini fark etmesini sağlayan bir çeşit radar duyusu vardır.

BİYOGRAFİ


Matt Murdock'ın babası Jack Murdock bir boksördü. New York'un kenar mahallelerinden biri olan Hell's Kitchen'da yaşamaktalardı. Yalnız bir baba olarak Jack Murdock oğlunun iyi bir geleceği olması istiyordu, bu yüzden daha fazla para kazanabilmek için semtin mafyasının adamlarından biri olarak çalışmaya başladı. Oğluna ise şiddetin hiçbir şeyi çözümlemediğini söyleyip onu derslerine çalışmasına teşvik etti. Matt bir kitap kurdu oldu, sınıf arkadaşları ona "Daredevil" (sözlük anlamı "gözüpek" olsa da burada "Cesur Şeytan" benzeri bir anlama geliyor) lakabını takıp onunla dalga geçmekteydi. Okulda onu tartaklayan oğlanlara karşı çıkmak için kendi kendini fiziksel olarak eğitmeye başladı, fakat bunu babasının öğrenmemesi için gizlice yapıyordu.





Günün birinde Matt sokakta yürümekteyken bir kamyonun kör bir adama çarpmak üzere olduğunu gördü. Hemen koşup adamı kenara itti ama radyoaktif madde taşımakta olan kamyondan düşen bir varilin içindeki madde Matt'in gözlerine sıçradı. Matt ironik bir şekilde kör bir adamın hayatını kurtarırken kör olmuştu. Başlarda bu duruma alışamamasına rağmen zamanla bu toksit atığın diğer dört duyusunu aşırı derecede geliştirmiş olduğunu fark etti. Dövüş sanatları ustası olan Stick adlı bir eğitmen tarafından bu yeni gelişmiş duyularını kullanmayı ve dövüş sanatlarını öğrendi.



Columbia Üniversitesi'ne giden Matt burada en iyi arkadaşı ve gelecekte iş ortağı olacak olan Franklin 'Foggy' Nelson ile oda arkadaşı oldu. Üniversitede öğrenci olan Yunan büyükelçisinin kızı Elektra Natchios ile tanışıp birbirlerine aşık oldular. Günün birinde Elektra ve babası teröristler tarafından kaçırıldı. Matt dövüş yeteneklerini onlara yardım etmek için kullandı, fakat kargaşa sırasında Elektra'nın babası öldürüldü. Bu olaydan çok sarsılan Elektra üniversiteyi ve Matt'i terketti. Elektra bir daha Matt'in hayatına yıllar sonra bir suikastçi olarak girecekti. Elektra'nın gidişinin ardından Matt kendini hukuk derslerine verdi. Oğlu Matt'in üniversite masraflarını karşılamak için Jack Murdock bahisçi Roscoe Sweeney için çalışmaya başladı. Fakat Jack hileli bir boks maçında oynamayı kabul etmeyince öldürüldü. Matt üniversiteden mezun olup arkadaşı Nelson ile birlikte kendi avukatlık bürolarını açtılar. Matt babasının katillerinin adaletin karşısında çıkmasını istemekteydi, fakat bunu kanuni yollardan başaramayacağını anladı. Bunun üzerine yıllar önce kendisiyle dalga geçmek için takılmış olan Daredevil adında bir kostümlü savaşçıya dönüştü. Daredevil'ın bir diğer lakabı ise Korkusuz Adam (The Man Without Fear) olmuştur.


Matt suçla savaşında bir ortak edindi. Bu kişi Black Widow adıyla tanınan Natasha Romanov idi. Üzerinde çalıştıkları dosya sonuçlanınca Natasha San Francisco'ya taşındı, Matt de onunla birlikte gitti. Burada ilişkileri daha da ilerledi ve sevgili oldular. İlişkileri Matt'in New York'a dönüp Natasha'nın San Francisco'da kalmasıyla sona erdi, fakat arkadaşlıklarını sürdürdüler.


New York'un doğu yakasının en güçlü suç örgütünün lideri olan Kingpin zamanla Daredevil'ın en büyük düşmanı haline geldi. Elektra'nın Kingpin'in baş suikastçısı olmayı kabul etmesiyle Daredevil ve Elektra karşı karşıya geldiler. Elektra birkaç kez eski sevgilisi ile çarpıştı. Sonunda Elektra'dan Matt'in ortağı Foggy'i öldürmesi istendi. Fakat Elektra tam onu öldürecekken Foggy suikastçının bir zamanlar üniversitede tanıdığı kız olduğunu hatırladı. Elektra onu öldüremeyeceğini anlayıp hayatını bağışladı. Kısa süre sonra Elektra'nın Bullseye ile olan savaşı başladı. Kingpin'in eski baş suikastçısı olan Bullseye ünvanını geri kazanmak için tek yolunun Elektra'yı öldürmesi olduğunu biliyordu. Dövüşün sonunda Bullseye Elektra'nın kendi saisini onun kalbine sapladı. Elektra son nefesini Matt'in kollarında verdi. En büyük aşkı olan Elektra'nın ölümü ve ardından mucizevi dirilişi Matt'te hayatının geri kalanı boyunca sürecek duygusal etkiler yaşattı.


Daredevil'ın hayatındaki dönüm noktalarından biri de genç bir annenin yeni doğmuş bebeğini onun himayesine vermesiyle oldu. Anne kendisine bunu yapmasını meleklerin söylediğini iddia ediyordu. Bebeğin peşindeyse Nicholas Macabes adlı gizemli bir adam vardı. Macabes Matt'in kız arkadaşı Karen Page'le irtibat kurdu ve Page'i kendisinin AIDS'ten ölmek üzere olduğuna inandırdı. Matt bebeği Margaret adındaki bir rahibeye vermişti. Macabes tarafından bebeği ele geçirmesi için tutulan Bullseye bunu gerçekleştirmeye çalışırken Karen Page tarafından engellendi. Rahibe Margaret'e bebekle birlikte kaçacak zaman kazandıran Karen Page bunu Bullseye tarafından öldürülerek ödedi. Nicholas Maccabes'in ise aslında ilüzyonlar konusunda bir uzman olan süper suçlu Mysterio olduğu ortaya çıktı. Daredevil Mysterio'yu yendi ve bebeği kurtardı, bunun üzerine Mysterio intihar etti. Elektra'nın ölümü gibi Karen Page'in ölümü de Matt'in hayatındaki en zor anlardan biri oldu.

0 yorum:

Yorum Gönder